×

“Fatih Sultan Mehmet ve Şeyh Ebul Vefa: Hikmet Dolu Bir Dostluk” ✨

Fatih’i Tekkeye Kabul Etmedi Çünkü…

Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri, büyük bir hürmet ve içten bir arzuyla Şeyh Ebul Vefa Hazretleri’nin kapısına geldi. Onunla görüşmek istiyordu. Uzun süre bekledi, ancak beklediği kabul bir türlü gelmedi. Şeyh Hazretleri, o yüce hakanı huzuruna almadı.

Sultan, bu duruma çok üzüldü. Zira o, ilim ve irfan ehlini her şeyin üstünde tutardı. Ancak bilmediği bir şey vardı… Aynı anda, Şeyh Ebul Vefa Hazretleri de derin bir hüzne bürünmüş, gözlerinden iki damla yaş süzülmüştü…

Yanında bulunan müridleri bu durumu görünce dayanamayıp sordular:

“Efendim, neden Sultan’ı kabul etmediniz? Hem o üzüldü, hem de siz mahzun oldunuz. Bu hikmet nedir?”

Şeyh Hazretleri, derin bir nefes aldı, gözlerini hafifçe kapattı ve mahzun bir sesle cevap verdi:

“Doğru söylüyorsunuz… Lakin biliyorum ki, benim ona olan muhabbetim ve onun bana olan sevgisi öyle derindir ki, bu dostluk asıl vazifelerimizi unutturacak kadar güçlüdür. Eğer Sultan’ımız bizim sohbetimize katılırsa, gönlü öylesine coşkun ve hassastır ki, padişahlık vazifesini bırakmak isteyebilir. 😔

Oysa o, koskoca bir millete emanettir! Tacı, tahtı bir kenara bırakıp dervişliğe yönelirse, koca Osmanlı’yı kim idare edecek? Bizler, dünya düzenini korumaya memuruz. O, devletin başında kalmalı, biz ise ona duamızla destek olmalıyız. ”

Bu sözleri işiten müridler, Şeyh Hazretleri’nin derin hikmetini ve Sultan’a olan sevgisini daha iyi anladılar. Sultan Fatih ise bu olaydan sonra Şeyh Ebul Vefa Hazretleri’ne olan hürmetini daha da artırdı.

Bu kıssa, bizlere hakiki âlimlerin ve velilerin, sadece manevi âlemle değil, dünya işlerinin dengesini koruma noktasında da ne kadar büyük bir hikmete sahip olduklarını gösteren nadide bir ibret vesikasıdır.

Bazı gönüller birbirine öyle bağlıdır ki, onların birleşmesi bir milleti sarsabilir…

Bu kıssadan çıkarabileceğimiz pek çok ders var. İşte en önemli olanları:

1️⃣ Herkesin Üstlendiği Bir Vazife Vardır 🎯

Şeyh Ebul Vefa Hazretleri, Fatih Sultan Mehmet’in devletin başında olması gerektiğini biliyor ve onu dervişliğe yönelmekten koruyor. Çünkü herkesin üzerine aldığı bir sorumluluk var ve bu sorumluluk, toplumun düzenini sağlamak için çok önemli. Bizler de hayatımızda hangi görev ve sorumluluk bize verilmişse, onu en iyi şekilde yerine getirmeliyiz.

2️⃣ Manevi Yolculuk, Akıl ve Hikmetle Olmalı 🧠💡

Fatih Sultan Mehmet gibi büyük bir padişah bile manevi ilimlere merak salabiliyor, ancak burada önemli olan dengeyi kaybetmemek. Dünya işleriyle ahiret işleri arasındaki dengeyi korumak, insanın en büyük imtihanlarından biridir. Şeyh Hazretleri, Fatih’in hassas kalbiyle manevi bir yola girmesi durumunda Osmanlı’nın başsız kalabileceğini düşündüğünden onu kabul etmiyor. Bu da bize, ruhani gelişimi sağlarken dünyadaki sorumluluklarımızı unutmamamız gerektiğini öğretiyor.

3️⃣ Hakiki Âlimler ve Veliler, Makam Sahiplerinin Peşinde Koşmaz 🚫👑

Gerçek âlimler ve Allah dostları, iktidar ve güç sahiplerinin yanında yer almak için uğraşmazlar. Tam tersine, onların da bir kul olduklarını hatırlatırlar. Şeyh Ebul Vefa Hazretleri, Fatih’i geri çevirerek, ilmin ve tasavvufun dünya menfaatleri için kullanılmaması gerektiğini gösteriyor. Bu, günümüzde de geçerli bir ders: Gerçek bilginin ve irfanın, iktidara ve makama göre şekillenmemesi gerekir.

4️⃣ Duygulara Değil, Hikmete Göre Hareket Etmek Gerekir ⚖️

Şeyh Hazretleri, Fatih’i çok sevmesine rağmen onu kabul etmiyor. Çünkü biliyor ki bu sevgi, devletin ve halkın zararına olabilir. Bazen sevdiğimiz insanlar için dahi fedakârlık yapmamız, onları doğru yolda tutmamız gerekir. Gerçek dostluk, karşımızdakine duymak istediklerini değil, duyması gerekenleri söyleyebilmektir.

5️⃣ Büyük Güç, Büyük Sorumluluk Getirir ⚔️

Fatih Sultan Mehmet, sadece bir insan değil, koca bir devletin başıdır. Eğer o sorumluluklarını bırakırsa, koskoca Osmanlı Devleti başsız kalacaktır. Bu, bize büyük sorumlulukların, büyük fedakârlıklar gerektirdiğini gösterir. Hepimiz, hayatımızda taşıdığımız yükün farkında olmalı ve ona göre hareket etmeliyiz.


🌟 Sonuç: Denge, Hikmet ve Sorumluluk! 🌟

Bu kıssa, bizlere manevi hayat ile dünya sorumlulukları arasında bir denge kurmayı, hakiki âlimlerin dünyaya tamah etmediğini, dostluğun fedakârlık gerektirdiğini ve herkesin kendi sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini öğretiyor.

Sence, bu kıssadan en çok hangi dersi hayatımıza uygulamalıyız? 😊

Yorum gönder

POPÜLER KONULAR